HİPEK tedavisinin amacı nedir? Karın içi organlarının üzeri ve karın duvarının iç yüzü, ‘’periton’’ adı verilen ince bir tabaka ile örtülüdür. Periton, karın zarı olarak da bilinir. Peritonun karın içi organların yüzeyini örten kısmına visseral periton, karın duvarının iç yüzeyini öreten kısmına ise parietal periton adı verilir. Karın içini kaplayan periton, az miktarda bir sıvı salgılar. Bu sıvı iç organların be bağırsakların kayganlığını sağlamaktadır.
Kanser, bir yandan köken aldığı organda ilerlemesini sürdürürken, bir yandan da başka organlara yayılım gösterme eğilimindedir. Bu yayılım komşuluk, kan, lenf veya karın boşluğuna dökülme yoluyla olabilir. Karın içindeki organlardan kaynaklanan kanserlerin ileri evrelerinde, kanser hücreleri komşuluk ve karın içine dökülme yoluyla karın zarına (peritona) yayılabilir. Bu durum genellikle kanserin son evresinde görülür. Karın zarının yani peritonun, böbrek, karaciğer gibi organlardakine benzer kendine ait damarları yoktur. Bu yüzden kanser öldürücü ilaçlar (kemoterapi ilaçları), peritona istenilen düzeylerde ulaşamamakta ve damar yoluyla uygulanan (sistemik) kemoterapi tedavisi etkisiz kalabilmektedir.
Karın içi organların tümörlerinde, tümörün karın zarına yayılması durumunda, periton ile birlikte tutulmuş organ veya organlar çıkarılır. Bu işleme “sitoredüktif cerrahi + peritonektomi“ adı verilir. Bu işlem sonrası tümör öldürücü (kemoterapötik) ilaç veya ilaçlar 42-43 dereceye kadar ısıtılarak, özel bir cihaz ile karın boşluğu içine verilir. Bu yıkama işlemi 60-90 dakika kadar sürdürülür. Amaç gözle görülmeyen (mikroskobik düzeyde) kanser hücrelerinin de yok edilmesini sağlamaktır.
Yorum Yazın